ABD’nin yeni dönem politikaları ve artan ticaret gerilimleri, küresel otomotiv endüstrisini derinden etkiliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin üretim, vergi ve ithalat odaklı uygulamaları; Avrupa, Asya ve Latin Amerika merkezli markaların planlarını yeniden şekillendirmeye başladı. Özellikle gümrük vergileri ve yerli üretim teşvikleri, sektörde dengeleri kökten değiştiriyor.
ABD’nin Otomotiv Sektöründe Yeni Hedefi: Yerli Üretim Gücü
ABD yönetimi, son yıllarda “yerli üretimi önceleyen” ekonomik stratejilerle, ithal araçlara ve parçalara karşı daha korumacı bir duruş sergilemeye başladı. Bu yaklaşım, otomotiv markaları üzerinde ciddi baskılar yaratıyor.
Yeni düzenlemelere göre, ABD’de satışa sunulacak araçlarda yerli üretim oranının artırılması teşvik ediliyor. Aynı zamanda dış pazarlardan getirilen araçlara uygulanacak gümrük vergilerinin artırılacağı yönünde işaretler verilmesi, birçok üreticiyi yer değiştirmeye zorluyor.
Uygulanması planlanan stratejilerden bazıları:
- İthal araçlara %25’e kadar ek vergi
- ABD’de üretim yapan firmalara vergi avantajı
- Elektrikli araç bataryalarında yerli üretim zorunluluğu
- Tedarik zincirlerinde “dost ülkeler” önceliği
Bu stratejiler, yalnızca Amerikan markalarını değil, küresel otomotiv devlerini de doğrudan etkiliyor.
Uluslararası Markalar ABD’ye Yöneliyor
Toyota, Volkswagen, Stellantis, Hyundai ve BMW gibi dünya devleri, ABD’nin iç pazardaki tutumuna ayak uydurabilmek için yatırımlarını Kuzey Amerika’ya kaydırmaya başladı. Özellikle elektrikli araç üretiminde ABD’ye yönelik planlar dikkat çekiyor.
Son dönemde öne çıkan yatırımlar:
- Hyundai, Georgia’da ikinci elektrikli araç fabrikasını kuruyor
- BMW, Güney Carolina’daki üretim kapasitesini %30 artırmayı planlıyor
- Stellantis, Michigan’da batarya üretim tesisi açıyor
- Toyota, Kentucky fabrikasını elektrikli dönüşüm odağında yeniden yapılandırıyor
Bu yatırımlar, hem üretim maliyetlerini azaltmak hem de olası vergilendirme risklerini en aza indirmek amacıyla yapılıyor.
Tedarik Zincirlerinde Yeni Dönem
ABD’nin uyguladığı ticaret politikaları, yalnızca üretimi değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini de etkiliyor. Özellikle Çin, Meksika ve Avrupa’dan sağlanan parçaların geleceği belirsizleşirken, firmalar alternatif kaynaklar arayışına girmiş durumda.
Tedarik zinciri değişiklikleri:
- ABD’ye daha yakın “dost ülkelerden” parça tedariği (Kanada, Güney Kore, Hindistan)
- Kritik bileşenlerde yerli üretim hedefi
- Ulaşım maliyetlerini düşürmek için lojistik merkezlerinin ABD’de yeniden konumlandırılması
- Çip, batarya ve elektronik parça üretiminin ABD içinde yapılması yönünde planlamalar
Bu dönüşüm, sektörün maliyet hesaplamalarını da değiştirdiği için kısa vadede bazı modellerin fiyatlarında artış yaşanabilir.
Elektrikli Araç Üretiminde ABD Etkisi
Elektrikli araçlar, ABD merkezli politikaların en çok odaklandığı alanlardan biri. Ülke, karbon emisyonlarını azaltma hedefleriyle birlikte, elektrikli araç üretiminde yerli batarya ve parça kullanımı şartını getirmeye hazırlanıyor.
ABD’de elektrikli araç satmak isteyen firmalar için planlanan teşvikler:
- Yalnızca yerli üretimli EV’lere vergi indirimi desteği
- Yerli batarya ve motor üretimi yapan firmalara Ar-Ge fonları
- Elektrikli araç alımlarında tüketicilere 7.500 dolara kadar federal teşvik
- Eyalet bazında şarj altyapısı yatırım hibeleri
Bu uygulamalar, ABD’yi elektrikli mobilitede hem üretim hem de tüketim açısından küresel merkezlerden biri hâline getiriyor.
Küresel Markalar Üretim Stratejisini Yeniden Yazıyor
ABD’nin politik baskısı ve ekonomik teşvikleri, markaları uzun vadeli üretim planlarını değiştirmeye yönlendiriyor. Avrupa merkezli üretim tesisleri yavaş yavaş ABD içindeki alternatiflerle değiştiriliyor. Bu durum, özellikle orta ve üst segment araçların nerede üretileceğini belirleyen temel faktör haline geldi.
Stratejik değişim yapan markalardan bazıları:
- Mercedes-Benz, Meksika’daki üretimini yavaşlatıyor, Alabama kapasitesini artırıyor
- Nissan, Japonya merkezli montaj hatlarını Tennessee’ye taşıyor
- Ford, Almanya’daki bazı elektrikli üretim projelerini iptal edip ABD’ye yönlendiriyor
Bu gelişmeler, yalnızca ABD değil, Türkiye dahil diğer otomotiv üreticisi ülkeleri de yakından ilgilendiriyor.