Türk otomotiv sektörünün uluslararası alandaki başarısı, son yıllarda önemli bir ivme kazanmış olsa da, sektördeki bazı zorluklar, ihracat performansını tehdit eder hale gelmiş durumda. Özellikle küresel ekonomik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve lojistik sorunlar, otomotiv ihracatında yaşanan en büyük engeller arasında yer alıyor. Türkiye’nin otomotiv sektöründeki dış ticaret açığının kapanabilmesi ve rekabetçi konumunu sürdürebilmesi için, bu sorunlara yönelik acil önlemler alınması gerektiği ifade ediliyor.
Otomotiv sektörü, Türkiye’nin en büyük ihracat kalemlerinden biri olarak ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Ancak, dünya genelinde yaşanan tedarik zinciri sıkıntıları ve bazı pazarlarda otomobil talebindeki duraklama, Türkiye’nin otomotiv ihracatını olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle Avrupa pazarındaki daralma, Türk otomotiv üreticilerinin rekabet avantajını kaybetmesine neden olabilir. Bu nedenle, sektörün sürdürülebilir büyümesi ve dışa bağımlılığının azaltılması için hükümetin ve özel sektörün birlikte çalışarak çözüm üretmesi gerekiyor.
Birinci önlem, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı otomotiv sektörünü koruyacak stratejilerin geliştirilmesi olmalı. Dolar/TL paritesindeki dalgalanma, Türk üreticilerinin yurtdışındaki fiyat rekabetinde dezavantaj yaşamasına yol açabiliyor. Bu durumu engellemek için yerli üreticilerin desteklenmesi ve döviz kuru riskine karşı hedging (riskten korunma) stratejilerinin yaygınlaştırılması önemli bir adım olabilir. Ayrıca, üretimdeki yüksek maliyetlerin düşürülmesi, ihracatçıların daha cazip fiyatlarla rekabet edebilmesine olanak tanıyacaktır.
Diğer bir önemli önlem ise lojistik süreçlerin iyileştirilmesi. Küresel tedarik zinciri sorunları, otomotiv sektörünü derinden etkileyen bir diğer faktör olarak ön plana çıkıyor. Özellikle çip krizi ve hammadde tedariğindeki aksaklıklar, üretim süreçlerini yavaşlatmakta ve ihracat hacmini daraltmaktadır. Türkiye’nin lojistik altyapısını güçlendirmek, özellikle limanlar, havaalanları ve demir yolu taşımacılığındaki verimliliği artırmak, otomotiv sektörünün dışa açılımını kolaylaştıracaktır.
Bunun yanı sıra, Türk otomotiv sektörünün yeni pazarlara girmesi, mevcut pazarlardaki rekabet gücünü artırması için markalaşma ve inovasyona daha fazla yatırım yapılması gerektiği de vurgulanıyor. Elektrikli araçlar gibi yenilikçi teknolojilere yönelmek, Türk markalarının uluslararası alanda daha fazla dikkat çekmesini sağlayabilir.
Sonuç olarak, otomotiv ihracatında karşılaşılan sorunlara çözüm üretmek için atılacak adımlar, sektördeki sürdürülebilir büyümeyi sağlayacaktır. Hem devlet hem de özel sektör, birlikte hareket ederek otomotiv sektörünün küresel pazarlarda daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamalıdır.
